1. Haberler
  2. Aydın Haberleri
  3. Çine
  4. Yaşam Alanları Yok Ediliyor: Topçam Davası

Yaşam Alanları Yok Ediliyor: Topçam Davası

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala


Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Topçam Köyü’nde, 1990’lı yıllarda verilen bir ÇED muafiyet belgesiyle sürdürülen madencilik faaliyetleri artık yaşam alanlarını tehdit ediyor. Evlerin dibinde patlatmalar, çatlayan duvarlar ve yok edilen zeytinlikler sadece doğaya zarar vermekle kalmıyor, hukuka da meydan okuyor. Coşkun Ailesi’nin açtığı dava ise bu sessiz yıkıma karşı direnişin adı oldu.

Evlerin Üzerine Yağan Taşlar: Topçam’da Günlük Hayat

Topçam’da insanlar güne dinamit sesleriyle başlıyor, evlerin ise üzerine taş yağıyor. Maden ocağının sadece 60 metre uzağında yaşayan Coşkun ailesi her patlatmada evlerinin duvarlarının çatladığını, tavan sıvalarının döküldüğünü, hayvanlarının patlama sesinden etkilendikleri için süt vermediğini anlatıyor. Evde yaşayan çocuklar patlatma sesleri nedeniyle geceleri uykusuz kalıyor, yaşlılar ise her gün deprem oluyor zannederek endişe içinde yaşıyor.

Köylüler yalnıza fiziksel olarak değil psikolojik olarak da büyük baskı altında. Sürekli patlama sesiyle yaşamak gündelik hayatın her alanını etkiliyor. İnsanlar evlerinde güvende hissetmiyor.

Coşkun Ailesi’nin Mücadelesi

68 yaşındaki Ahmet Coşkun, “Torunumun odasına taş isabet etti, şans eseri cam kapalıydı” diyor. Coşkun ailesi, 2021 yılında maden şirketiyle yaşadıkları tartışma sırasında silahlı tehdide uğradı. Olay sonrası hiçbir koruma ya da resmi destek görmediler. Buna rağmen geri adım atmayan aile, 2025 yılında Aydın 2. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Bugün köydeki direnişin simgesi haline geldiler.

14 Nisan 2025’te bölgede yapılan bilirkişi keşfi sırasında köy halkının alana girişi jandarma barikatıyla engellenmeye çalışıldı. Hukukçu Mehmet Çilsal bu durumu mahkeme heyetine bildirdi. Keşfe, EKODOSD, Latmos Platformu, AYÇED, Tema Vakfı ve çeşitli çevre örgütleri katıldı. Keşif sırasında köylüler ellerinde pankartlarla barikatın arkasında bekledi.

30 Yıllık ÇED Muafiyeti: Bugün Hâlâ Geçerli mi?

1990’larda Toptan Madencilik’e verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) muafiyet belgesi,  sahada bugün de faaliyet göstermesine olanak tanıyor. Ancak Latmos Platformu hukukçusu Mehmet Çilsal, “Bir paçavra kağıtla doğa tahrip edilemez” diyerek bu uygulamayı eleştiriyor. Eysim Madencilik adlı şirketin ruhsat sahası dışına çıktığı, iş yeri açma ruhsatı dışında üretim yaptığı ve ÇED belgesi olmadan faaliyetlerini sürdürdüğü tespit edildi.

Şirket, resmi açıklama yapmaktan kaçınırken, yerel çevre platformları ve basın süreci yakından izlemeye devam ediyor. ÇED yönetmeliği yıllar içinde birçok kez değiştiği hâlde, geçmişe dayanan bu belgelerin hâlâ geçerli sayılması hukukçular tarafından eleştiriliyor.

Kültürel Miras Dinamitin Gölgesinde

Madran Dağları, tarih öncesi kaya resimleri, geleneksel tahıl ambarları ve taş mezarlarıyla adeta bir açık hava müzesi niteliğinde. Ancak bu miras, madencilik faaliyetleri nedeniyle yok olma tehdidi altında. EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, “Topçam ölü bir coğrafya haline geliyor” diyerek yıkımın boyutuna dikkat çekti.

Bölge aynı zamanda tarımın ve geleneksel üretimin sürdüğü nadir alanlardan biri. Zeytinlikler, keçi otlakları ve çam fıstığı üretimi bölgenin geçim kaynakları arasında. Ancak dinamit patlamaları bu alanları kullanılmaz hâle getiriyor. Ağaçlar kuruyor, toprak gevşiyor, su kaynakları yön değiştiriyor.

Bu Sadece Bir Köyün Davası Değil

Topçam Davası, sadece bir ailenin ya da bir köyün meselesi değil. Bu dava, çevre hukukunun, kamu denetiminin ve yurttaş dayanışmasının yeniden tartışılması için bir fırsat. Aynı hukuksuzluk, aynı sessizlik başka köylerde de yaşanmadan çözüm üretilmeli.

Aydın genelinde benzer sorunların yaşandığı, özellikle Madran ve Latmos çevresindeki köylerde doğa ve yaşam alanlarına dönük baskıların arttığı biliniyor. Topçam davası bu açıdan emsal niteliği taşıyor. Eğer bu dava kazanılırsa, benzer durumda olan köylerde de yeni davaların önü açılabilir.

Yıkıma Karşı Dayanışma: Ne Yapılabilir?

Topçam Davası bizlere sorumluların yalnızca geçmişteki  hatalarını değil, geleceğe dair sorumluluklarını da gösteriyor. 1990’lı yıllardan kalma ÇED muafiyet belgelerinin bugün hâlâ geçerli sayılması, çevre hukukunun yeniden düzenlenmesi gerektiğini açıkça gösteriyor. Maden faaliyetleri şeffaf bir şekilde denetlenmeli, doğal ve kültürel miras alanları koruma altına alınmalı. En önemlisi, köylülerin, yerel halkın sesi gerçekten duyulmalı. Bu davanın kazanılması yalnızca Topçam değil, benzer baskılar altında yaşayan pek çok köy için de umut olacak.

0
be_en
Beğen
0
komik
Komik
0
_zg_n
Üzgün
0
k_zg_n
Kızgın
0
tepesi_atm_
Tepesi Atmış
0
_a_k_n
Şaşkın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Aydın Havadisleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!