Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki Nükleer Tıp Merkezi’nde teknisyenlerin “tiroid sintigrafisi” işlemi sırasında hastalara yıllar boyunca yüksek dozda radyoaktif madde verdiği ortaya çıktı. Skandal diğer doktorların tuttuğu tutanaklarla ve müfettiş raporuyla doğrulandı.
Vücuda düşük dozda radyoaktif madde enjekte edilerek tiroid bezi, kalp, böbrek gibi organların görüntülenmesini sağlayan tanı yöntemi işlemi olan tiroid sintigrafisi sırasında hastalara önerilen dozun üzerinde radyoaktif madde enjekte edildiği, bunun da teknisyenler tarafından “işlemleri çabuk bitirmek ve işten erken çıkmak” amacıyla uygulandığı tespit edildi.
Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2020 yılından bu yana hizmet veren Nükleer Tıp Merkezi’nde, 26 ilde ve 50’den fazla merkezde faaliyet gösteren özel bir şirket olan MNT Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. tarafından hizmet veriliyor.
Hastanede görev yapan biri profesör üç doktorun hazırladığı 2 Ocak 2024 tarihli tutanakta “hastalara enjeksiyon yapılan radyoaktif ilaç miktarı ile kayıt altına alınan değerler ardında ciddi fark bulunduğu” belirtildi. Teknisyenlerin beş yıl boyunca neredeyse binlerce hastaya yüksek doz ilaç verdiği iddia edildi. Doktorların ifadelerine göre bu uygulamalar, tiroid fonksiyon bozuklukları ve kansere yol açabilecek ciddi bir halk sağlığı sorununa neden olabilir.
Soruşturmayı başlatan Sağlık Bakanlığı müfettişi, hazırladığı raporda doktorların bulgularını doğruladı. Raporda “tiroid sintigrafisi çekilen hastalara önerilen dozların oldukça üzerinde radyoaktif madde verildiği” açıkça belirtilmesine rağmen müfettiş raporunda “adli işleme gerek olmadığı” kanaatine yer verdi.
Öte yandan raporda, hizmet alımı yapan firmanın sözleşmesinin feshedilmesi ve ihale yasağı getirilmesini ve teknisyenlerin mesleki yeterliliğinin Sağlık Meslek Kurulu tarafından değerlendirilmesini istedi. Ancak bu kararlar uygulanmadan önce MNT firması Kasım 2024’te düzenlenen yeni ihaleyi kazanmış ve 120 milyon TL değerindeki 36 aylık hizmet alımı sözleşmesi imzalanmıştı.
Türk Tabipler Birliği (TTB) ise konuyla alakalı bunun sağlıkta özelleştirme politikalarının bir sonucu olduğunu belirterek “Yüksek dozlar kansere, düşük dozlar ise teşhiste yetersizliğe yol açıyor. Bazı tetkiklerde daha ucuz etken kullanıp SGK’ya pahalı malzeme fatura edilerek kamu da zarara uğratılmış” açıklamasını yaptı.
Muğla Tabip Odası da disiplin süreci başlattıklarını duyurdu. “Olayın uzun süredir devam ettiğini, bu süreçte düşük dozla teşhisi atlanan hastaların sonucu bilinmemekte” ifadelerini kullandı. Sağlık Bakanlığı ise yaptığı açıklamada “hasta mağduriyetine dair olumsuz bulguya rastlanmadığını” belirterek kamuoyunun tepkisini çekti.
Birlik Sağlık-Sen İl Temsilcisi Abdullah Gül’ün suç duyurusuyla birlikte olay yargıya taşındı. Gül, “Radyoaktif madde skandalını kapatmalarına izin vermeyeceğiz. Tüm delilleri savcılıkla paylaştık. Bu olayın organize suç kapsamında soruşturulması için mücadele edeceğiz.” dedi.