Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Washington ziyareti kapsamında ABD’li mevkidaşı Marco Rubio ile bir araya geldi. Trump yönetiminin göreve gelmesinden sonra ilk üst düzey temas olma niteliği taşıyan görüşme ABD Dışişleri Bakanlığında heyetler düzeyinde gerçekleşti. Türkiye’den Öncü Keçeli ve Sedat Önal gibi isimler olmak üzere iki taraftan da üst düzey isimler görüşmeye katıldı.
Görüşmede; Türkiye ABD ilişkilerinin geleceğinin yanında bölgesel güvenlik meseleleri ve Türkiye’deki son siyasi gelişmeler ele alındı. ABD Dışişleri özellikle Türkiye’deki tutuklamalar ve protestolarla ilgili endişelerini açık şekilde dile getirdi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun görüşmenin ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda; “ ABD, Türkiye ile son dönemde yapılan ticaret ilerlemelerini sürdürüyor. Ayrıca Ukrayna ve Güney Kafkasya’daki barıştan, İran’ın istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerine karşı Suriye’yi desteklemeye kadar temel konularda ortaklık kuruyoruz. Türkiye’deki son tutuklamalar ve protestolar ile ilgi endişelerimi de dile getirdim.” dedi.
ABD Dışişleri Sözcüsü Tammy Bruce ise yaptığı yazılı açıklamada; “yapılan görüşmede güvenlik ve ticaret alanındaki işbirliğinin ele alındığını, Türkiye’nin IŞİD’e karşı yürütülen Küresel Koalisyon’daki rolünün takdir edildiğini” belirtti.
Diplomatik kaynaklara göre, Hakan Fidan görüşmede İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına kalıcı bir ateşkesle son verilmesi gerektiğini vurguladı. Taraflar Suriye’de istikrarın sağlanması ve terörle mücadelede kararlılık mesajı verirken, Rusya Ukrayna savaşında ateşkesin sağlanmasına yönelik çabaları da değerlendirdiler.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması kararının hemen ardından gerçekleşen ziyaret, Washington ile Ankara arasındaki ilişkiler açısından yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor.
Rubio’nun daha önce Florida Senatörü olarak görev yaptığı dönemde İmamoğlu’nun 2019’daki seçim zaferinin iptalini “Otoriterlik her bölgede demokrasiye meydan okuyor.” sözleriyle eleştirmişti. Bu geçmiş, görüşmede Türkiye’deki demokratik süreçlerle ilgili vurguların tonunu belirleyen unsurlardan biri oldu.
